- ülfet
- 阿́ is. 旧́1. 习惯, 习俗, 习气, 习性; 向往, 爱好2. 来往, 交际, 联系3. 友好, 友谊, 友情; 亲近, 亲密◇ \ülfet etmek 1) 养成习惯, 习惯于, 看惯; 醉心于 2) 与…来往, 交往, 交际; 访问, 拜访, 探望
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.
ülfet — is., esk., Ar. ulfet 1) Alışma, kaynaşma 2) Tanışma, görüşme Temiz ve metin bir insan olduğu ilk ülfetinden anlaşılırdı. Y. K. Beyatlı 3) Dostluk, ahbaplık Ülfet belalı şey fakat uzlet sıkıntılı / Bilmem nasıl geçirmeliyim son beş on yılı. Y. K.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ÜLFET — Alışma, alışkanlık. Birisiyle münasebette bulunmak. Ünsiyet. Ahbablık, dostluk. Huy etme. Görüşme, konuşma.(İnsanları fikren dalâlete atan sebeblerden biri; ülfeti, ilim telâkki etmeleridir. Yâni me lufları olan şeyleri kendilerince mâlum… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ülfet etmek — tanışmak, görüşüp konuşmak, sohbet etmek Kendilerine bir kimse bulunamıyor ki ülfet etsinler. E. E. Talu … Çağatay Osmanlı Sözlük
ülfet — (A.) [ ﺖﻔﻝا ] 1. dostluk. 2. kaynaşma. 3. görüşme, konuşma … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
ülfet etmek — 1. dostluk kurmak. 2. kaynaşmak, alışmak. 3. görüşmek, konuşmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
GERM-ÜLFET — f. Görüşmesi hararetli olan, hararetli ve sıkı fıkı görüşen … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MECLİS-İ ÜLFET — Konuşma meclisi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MULİF — (Ülfet. den) Alışık, alışmış. Ülfet etmi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜ'TELİF — (Ülfet. den) Alışan, ülfet eden, alışık. * Uygun, muvafık, denk … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜTEELLİF — (Ülfet. den) Alışmış, alışkın. Ülfet peyda eden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İLAF — Ülfet etmek. Alıştırmak. Ülfet ettirmek. * Bir adedi bine çıkarmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük